Sunday, January 27, 2008

Aşk öldü...

Hep inanmıştım tek ve gerçek aşkın varlığına, bir gün gelip beni bulacağına. Bekledim bugüne dek, gelsin ve eksiklerimi kapatsın, beni tamamlasın diye. Aslında bilerek eksik bırakmıştım kendimi, tamamlanabilmek için, onun gelmesi için.

Ama artık inanmıyorum ona. Hep bir hayal üzerine kurdum hayallerimi, ama hatalıydım. O gelmeyecek asla. Çünkü ben onu kabul edemem. Kimseyi o hayallerimdeki aşkta olduğu gibi karşılıksız sevemem. Kendimi o kadar seviyorum ki kimse için bunu yapamam. Ve kendim yapamadığım şeyi de ondan isteyemem, istemiyorum da.

Karşılıksız sevilmek... Bir insan için çok ağır olmalı. İnsanı karşılık vermek zorunda hissettirdiğinden değil de, gerçek olmadığı hissinden dolayı. Kim "ben karşılıksız seviyorum" derse ona inanmam. Ya yalan söylüyordur, ya da kendi hisleirnin farkına varamayacak kadar önyargılar ve kalıplar içinde yaşıyordur.

Artık yalan hayallerimden sıyrılmamın zamanı geldi. İçimde bıraktığım eksikleri kendim doldurmalıyım, kimseye üzerimde gerçek bir egemenlik tanımayacak şekilde. Bu asla kimse için birşeyler hissetmeyeceğim anlamına gelmiyor elbette, böyle bir şey imkansız. Ama artık kimse için masalsı hikayeler uydurmayacağım aklımda, kalbimde. Biliyorum hayaller güzeldir, güzeldiler... Ama gerçek onları inkar etmediği sürece. İşte bu yüzden artık hayallerim de sağlam durmalı benim gibi. Bunu yapabilmek için de en gerçekdışı, en masalsı, en içimden gelen hayalimi, bir parçamı geride bırakıyorum...