Saturday, April 4, 2009

Bahar Yorgunluğu

Havaların sinir bozucu derecede güzelleştiği şu günlerde, güneşin yaydığı sıcaklıkla moralim ters orantılı gidiyor. Pencereden dışarı her baktığımda masmavi gökyüzünü, yemyeşil çimenleri, daha ne kadar fazla alana yayılabiliriz diye çaba sarfeden çiçekleri gördükçe içim kararıyor. Bir yandan "hava güzel, dışarı çıkalım" gazına gelsem de baharın kokusunu her içime çekişimde zehirleniyor gibi hissediyorum kendimi.

Bütün kışın, hatta neredeyse son 1 yılda yaşadıklarımın hepsinin yorgunluğu şimdi hissettiriyor kendini. Şu son 1 yılda çok şey kazandıysam da çok daha fazlasını yitirdim. Belki de büyüdüm. Malesef büyüdüm. Herşeyi içimden geldiği için, sevdiğim insanları da düşünerek yaptığım için bu kadar zarar gördüm, ve artık kendi çıkarları için davranan, rutin bir şekilde yaşayan insanlar sürüsüne katılmak üzereyim. Ben bütün iyi niyetimle, bütün saflığımla birşeyler verirken, insanların egosundan başka hiçbirşeye ulaşamadığımı farkettim. Kimse benim kadar ciddiye almıyor. Ben de gerçekten bencil davranmayı öğrenmek üzereyim. Ama yapmak istediğim bu değil. Bugüne kadar yapmayı beceremedim bunu, şu anda da bunu yapmaya çalışmanın acısını çekiyorum.

Büyümek istemiyorum. Bu sorumluluk almaktan kaçmak değil. Etrafımdaki çoğu insandan çok daha fazla sorumluluk aldığımı düşünüyorum zaten. Mesele bu değil. Ama ruhsuz ve sıkıcı bir hayat yaşamak istemiyorum. İnsanlarla sadece çıkar ilişkilerinden oluşan bağlar kurmak istemiyorum. Ama başkalarının benle kurduğu bağlar bu hale gelirse de onları koparmaktan başka bir çarem kalmıyor.

Yalnız kalmak istiyorum. Ama aslında istemiyorum. Ama insanlar böyle davranacaklarsa gerçekten yalnız kalmak istiyorum.

1 yıldır hiç olmadığı kadar kafam karışık. Gitsem mi kalsam mı, yapsam mı yapmasam mı, sevsem mi sevmesem mi, konuşsam mı konuşmasam mı, izlesem mi izlemesem mi...

Herşeyi silmek istiyorum.

Hayalkırıklığına uğrayıp, güvenimi yitirmekten nefret ediyorum.

Çekip gitmek istiyorum. Hiç değilse o gün geldiğinde arkada bırakacaklarım için eskisi kadar üzülmeyeceğim. Ve beni daha çok üzen de bu.

Off, neden bu kadar etkiye açık bıraktım ki kendimi başkalarına karşı, neden bu kadar güvenip kendimi açtım ki? Şimdiye kadar hatalarımı kabullenip, hep birşeyler çıkardım kendime ama bu sefer bunun bir hata olduğunu bile kabul etmek istemiyorum. Bütün hayata bakışıma aykırı çünkü bunu kabullenmek. Ama öyle...

Bu bahar yorgunluğu falan değil. İnsanların bana verdiği yorgunluk. O kadar yıprandım ki artık dostluklarımda düşünerek hareket etmeye başlayacağım, işte o zaman bir odundan hiçbir farkım kalmayacak.