Sunday, February 1, 2009

Fazla Düşünmek

Yine her konunun üzerinde çok fazla düşünmeye başladığımı farkettim. Keşke durup da bu kadar düşünmeden, her şeyi derinlemesine irdelemeden kararlar verip, dilediğim gibi gelişine yaşayabilsem.

Ama ben bunu bir kere denedim.

Ve olmadı.

Belki de ne kadar istediğimi zannetsem de ani kararlar verip, düşünmeden yaşamak gerçekten de istediğim şey değil. Çünkü bana göre değil. Karakterime, bugüne kadar yaptıklarıma ve bundan sonra yapmak istediklerime aykırı.

Ve öyle yaptığım zaman, içim rahat etmiyor. Huzursuzluk orada oluyor hep.

Kendimi kontrol etmem gerek. Kendimi kontrol etmeyi seviyorum. "Benim yaptığım kontrolden ne çıkar?!" diyerek gülüyorum ama ipler elimde olduğunda ne kadar saçmalayabilsem de sınırlarımı biliyorum. Ötesine geçmemem gereken çizgiler var, ve onların ötesine geçmenin koşulları. Tabi ki benim için hiçbir şey imkansız değil benim gözümde, ama herşey için gerçekleşmesi gereken koşullar var.

Bütün bunlar olmadığında dilediğimi yaptığımı zannedip, gerçekten hiçbir şey yapamaz hale geliyorum.

Sanırım en doğrusu, kendimi hep bildiğim şekilde yaşamaya devam etmek. Bu değişim geçirmeyeceğim anlamına gelmiyor. Her ne kadar hoşlanmasam da değişim de karakterimin bir parçası. Dahası şu günlerde de önemli bir değişim yaşıyorum. Umarım her şey yolunda gider...

7 comments:

Monthius said...

Değişim hepimizin parçası. Ama işin güzel yanı, biz iyi yönde değişiyoruz. Bundan 4-5 yıl önceki halimi düşün, bir de şimdikini. Yada kendi 4-5 yıl önceki halini düşün. Şu anda o zaman olduğundan daha iyi bir insan mısın? Kesinlikle... O zaman senin bir parçan olan bu değişim seni iyi yönde değiştirmiş demektir, ondan korkmana gerek yok. Kötü yönde değişimin nasıl olabileceğini de ikimiz de yeterince gördük sanırım hem, değil mi? -_-''

Ani kararlar ani pişmanlıklar getirebilir, o yüzden sen kendi değerlerinin, düşüncelerinin dışında bir şekilde davranmaya çalışmamalısın. Dün kırk saat boşuna mı konuştum hem ben seninle yine?

Düşünmek bazen insanın durumunu olduğundan kötü hale de getirebiliyor hem, o yüzden sadece gerektiğinde fazla düşünmek en iyisi. Gayet güzel hayatlarımız var aslında, gereksiz zamanlarda fazla düşünerek kendimize işkence yapıyoruz sadece... (Diyene bak ahaha)

Glowel said...

Haklısın yine.
Diyene bak evet ayrıca :P Gerçi zaman zaman aynı şeyleri birbirimize söylemek zorunda kalıyoruz hep. Dün konuşurken de içimden "lan, ben bu söylediklerimi daha önce duydum sanki!?!?" demedim değil. Ve senin söylediklerini çok mantıklı bulmam da daha önce nerdeyse aynılarını söylemiş olduğum için olabilir :P

Değişim konusunda da haklısın. Kesinlikle 4-5 yıl öncekinden daha iyi olduğumu düşünüyorum, ve o kötü değişim örneklerinden biri olarak görmek istemiyorum kendimi asla. Ama zaten öyle olması da çok zor. Dostlarım var yanımda. Sen varsın ^^

Monthius said...

Sen de bir ara kötü değişim yaşamadın değil gerçi. *öhhhöööö* :P

Şaka bir yana da, işte evet, senle halimiz bu bizim. Aynı tavsiyeleri birbirimize yapıyoruz da, kendimiz uygulayamıyoruz o dediklerimizi bir türlü. :D Terzi kendi söküğünü dikemezmiş diye buna diyorlar işte. :P

Ama evet, en azından yalnız değilsin bak, yalnız kalmak en kötüsü. O zaman seni destekleyecek, seni dinleyecek kimse olmuyor, daha da çok düşünüp iyice kafayı yiyorsun. Biz dostun olarak dinliyoruz ama seni her zaman, şanslı hisset o yüzden kendini. ^_^

Anonymous said...

Dediğin gibi karar verme/verememe, arada kalma, gitme, gelme, istemek, vaz geçmek, değişmek, eski haline dönmek, fark etmek, sınır koymak, sınırı kaldırmak, zamanlama, huzursuzluk... Glowel-tan bunların hepsi ve fazlasının kişinin yaşamadan olgunlaşamayacağı şeyler olduğunu düşünüyorum :)
Değişip değişmemek senin elinde ama en azından kendini sıkmadan ve kaşlarını çatmadan, zamana bırakarak yaşarsan bazı şeyleri daha az dertlenip zorlanırsın eminim.
Eğer hep denildiği gibi bu zamanları mumla arayacaksak (çok yaşlı gibi konuşuyorum ben de...!) o zaman elimizde olanın keyfini çıkartmaya, iyi yönünden ve sevilecek bir şeyler bularak bakmaya çalışmalıyız. Yoksa herşey çekilmez olurdu :)

Glowel said...

Son zamanlarda kafam fazla karışık. Bu yazıyı yazarken bile yine fazla düşündüğüm anlaşılıyor :D
Ama haklısın İpek-chan, elimizdeki zamanların keyfini çıkarmaya çalışmalıyız. İlerde çok arayacakmışız gibi geliyor bana da, daha şimdiden yaşım 21 derken sesim titriyor hatta xD

Bu arada Can, eöö...şey...o kötü değişimler geçti ama... böhü <:(

sbeilin said...

miyav lan.

MadLy said...

aynı şeyleri yaklaşık 2 haftadır bende yaşıyorum... önceden vurdumduymaz birisiydim herşeyi kafama takmazdım. fakat şimdi, şimdi öyle değilim sanırım bu yaş ilerledikçe ortaya çıkan bir durum. herşeyi derinlemesine düşünmek planlama yapmak yönetmeye çalışmak vs.

bazı şeyleri düşünmemek elde değil. fakat düşünmeden yaşayanlar inanın daha mutlu...